Yaz aylarının gelmesiyle birlikte çevre sıcaklığı ve nem oranındaki artışa bağlı olarak ortaya çıkan sıcaklık stresi çiftlik hayvanlarında ciddi düzeyde üretim ve ekonomik kayıplara yol açmaktadır.
Sıcaklık stresi, olumsuz etkilerini ya birkaç gün ya da daha uzun bir periyod içerisinde sergileyebilmektedir. Sıcaklık stresine maruz kalan hayvanlar metabolik ısı üretimini azaltmak amacıyla yem tüketimini azaltmaktadır. Düşük yem tüketimi süt sığırlarında düşük süt verimine besi sığırlarında düşük besi performansına neden olmaktadır.
Sıcaklık Stresi ve Bağışıklık Sistemi
Sıcaklık stresi nedeniyle vücut iç sıcaklığı artan hayvanlarda kan akışı sindirim sisteminden deri yüzeyine doğru yönelmektedir. Daha az oksijen ve enerji kullanan sindirim sistemi hücrelerinde zayıflamaya bağlı geçirgenlik (leaky gut) artmakta, patojenler ve toksinler bu sayede dolaşım sistemine daha kolay geçebilmektedir. Bu durum, kana geçen patojen ve toksinler nedeniyle yangı mekanizması ve bağışıklık sisteminin aktivasyonuna ve önemli miktarda besin maddesi ve enerji kullanımına yol açmaktadır.
Sıcaklık Stresi, Rumen Asidozu ve Topallık
Sıcaklık stresine bağlı yem tüketimindeki azalma süt ve besi sığırlarının daha çok kesif yem tüketmelerine neden olmaktadır. Yem tüketimi davranışındaki bu değişim sub-akut rumen asidozunu (SARA) tetiklemekte, bu durum geçirgen sindirim sistemi nedeniyle oluşan kronik yangıyla birlikte laminitise ve topallığa (lameness) yol açmaktadır. Ayrıca, SARA koşullarında günlük süt veriminde de önemli düşüşler görülebilmektedir (günlük 7 litreye kadar).
Süt ve et sığırları vücutlarındaki fazla ısıyı yaymak amacıyla daha uzun süre ayakta kalmayı tercih etmektedir. Uzun ayakta kalma eğilimi ilave tırnak problemlerinin ortaya çıkması ile sonuçlanmaktadır.
Sıcaklık Stresi ve Üreme
Sıcaklık stresine bağlı dönemsel üreme sorunları görülebilmektedir. Bu sorunlar özellikle yaz sonu ve erken güz döneminde kendini göstermektedir. Dönemsel üreme sorunları sıcaklık stresinin doğrudan ve dolaylı (besin madde tüketiminde azalma) etkileri ile şekillenebilmektedir.
Sıcaklık stresi koşullarında düşük kondisyon skoruna sahip ve yem tüketimi yetersiz olan hayvanlarda kızgınlık belirgin olarak şekillenmemekte, gebe kalma oranı ve embriyo sayısı azalmakta ve embriyonik ölüm oranları artmaktadır. Ayrıca, sıcaklık stresine maruz kalan annelerden doğan yavrular daha yavaş büyüme ve gelişim göstermektedir.
Sıcaklık Stresini Azaltmada Bazı İpuçları
· Yaz süresince hayvanların rektal sıcaklık ve solunum sayılarının düzenli olarak takip edilmesi.
· Sıcaklık stresinin belirtilerinin (derin soluma, ağzı açık soluma, aşırı tükürük salgısı, ağız çevresinde köpürme, düşük yem tüketimi ve geviş getirme, düşük süt verimi, düşük canlı ağırlık artışı, huzursuzluk, uzun süre ayakta durma) takip edilmesi.
· Hayvanlara gölgelik sağlanması. Özellikle sağım öncesi bekleme yerinde gölgelik bulundurulması.
· Hayvanların serin ve yeterli suya erişiminin sağlanması. Yaz aylarında ekstra sulukların barınakta bulundurulması. Sulukların güneş ışığına maruz kalmaması.
· Sığırların serinletilmesi amacıyla su spreylerinin ve/ya fanların kullanılması.
· Barınaklarda yeterli hava akımının sağlanması, bu amaçla kapı ve pencerelerin açılması, hava akımını engelleyen paravanların yaz aylarında kaldırılması.
· Rasyonun yaz aylarına uygun şekilde ayarlanması (yağ ve yüksek kaliteli kaba yem kullanımı).
· Oksidatif stresi azaltmak maçıyla rasyondaki vitamin (A ve E) ve iz mineral (çinko, selenyum, bakır, mangan) miktarlarının artırılması veya dışarıdan rasyona ilave edilmesi.
· Asidoz riskini azaltmak amacıyla soda bazlı ürünler ile canlı maya gibi yem katkı maddelerin kullanımı.
· Yemleme saatlerinin çevre sıcaklığı uygun dönemlerde (sabah erken, öğleden sonra geç veya akşam) yapılması.
· Koyunların ilk baharda kırkılması.
· Sıcaklığın yüksek olduğu dönemlerde stresi artıracak uygulamalardan (yer değişikliği, transport) kaçınılması veya asgari düzeyde yapılması.